
Ceza, 24 Ocak'ta İstanbul Kadıköy'de kaykay malzemesi almaya gittiği pazar yerinde arkadaşları tarafından bıçaklanarak öldürülen Mattia Ahmet Minguzzi'nin altıncı duruşmasında açıklandı.
2 sanığa 24 yıl hapis, 2 sanığa ibra
Türkiye'nin bahsettiği davada, BB ve UB adlı 4 sanığın “çocuğu kasten öldürme” suçundan üst sınır olan 24 yıl hapis cezasına çarptırılmasına; Pişmanlık olmadığı için indirim uygulanmadı. Sanıklar MAD ve A.Ö. Beraat etti.
BAŞSAVCI'NIN BERAAT KARARINA İTİRAZI
İstanbul Başsavcılığı, Mahkemenin Mattia Ahmet Minguzzi davasındaki sanıkların beraat ve tahliye kararlarına karşı çıktı. Karara Yargıtay'da itiraz edilecek.
AVUKAT ERSAN BARKIN: “TAHLİYEYE İLİŞKİN KARARLARA İLİŞKİN İTİRAZ SÜRECİNİ DERHAL BAŞLATACAĞIZ”
Öte yandan Minguzzi ailesinin avukatı Ersan Barkın da itiraz sürecini başlatacağımızı söyledi. Barkın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Oğlumuz Minguzzi'yi kaybetmemizin üzerinden yaklaşık 10 ay geçti. Bu 10 aydan sonra bu davanın altıncı duruşmasını yaptık. Bu davada aslında iki ayrı dava vardı.
Bu davalardan ilki, iki sanığın “çocuğu kasten öldürme” suçundan sorumlu tutulduğu ilk iddianameyle açılan davaydı. Son duruşma olan ikinci dava ise ilk duruşmada anlaşılan birleştirilmiş davaydı.
Esas hakkında kendisini sunan Cumhuriyet Savcısı, ilk davadaki iki sanığın bu eylemi kasten suç ortağı olarak işlediğini, ikinci davadaki iki sanığın da suç ortağı olarak eyleme karıştıklarını düşünerek ceza talebinde bulundu.
Bu yargılamaların ardından mahkeme, dört sanığın da çocuğu nasıl kuşattığını kamera görüntüleri ve diğer maddi delillerle ortaya koymamıza rağmen iki sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi ve bu girişime ve mütalaaya Cumhuriyet Savcısı da katıldı. Türk Ceza Kanunu'nda çocuk ceza hukuku açısından bu 24 yıl hapis cezasına tekabül ediyor. Mahkeme, 62. madde bağlamında takdiri bir tedbir uygulamamıştır.
Davaya katılan diğer iki sanık ise, eylemin her anında çocuğun etrafının sarılması ve kaçış yolunun belirlenmesinde kazaya karıştıkları çok açık olmasına rağmen delil yetersizliğinden beraat ederek serbest bırakıldı.
Uzun yıllardır ceza hukukuyla uğraşıyoruz. Bugün Türk siyasi tarihinde alışılmadık bir şekilde adliye çevresinde güvenlik önlemleri alındı. Adliye içindeki koridorların kapatılması için güvenlik önlemi alındı. Elbette bu önlemler emniyet ve güvenlik açısından kabul edilebilir. Ancak bu güvenlik tedbirlerini görünce bu tedbirin milli vicdana uygun bir tedbir olmadığını anladım. Yani bugün alınan güvenlik tedbirlerinin esasen mahkemenin verdiği beraat kararını korumaya yönelik olduğunu düşünüyorum.
Bu mahkeme kararı sonrasında bu davada verilen kararlar dosyadaki maddi veriler ve güvenlik tedbirleri açısından kabul edilemez. Gerek beraat kararına gerekse kovuşturma aşamasındaki diğer hususlara yapacağımız itirazlarda bu kararların bozulacağına inanıyoruz.
Çünkü bakın bu, bir asırdan fazla süredir var olan yargılama geleneğine, katılım birliğine ve bu katılımların ne şekilde gerçekleşeceğine ilişkin mevcut kararlara aykırı olarak alınmış bir karardır. Dolayısıyla mevcut haliyle kabul edilemez. Yüksek mahkemelerce iade edileceğinden eminiz.
Ancak bu dosya sadece bir dosya olmanın ötesinde, tüm çocuklarımızın hiçbir güvenlik kaygısı olmadan sokakta yaşaması için de önceden alınan bir karardı. Ne yazık ki daha önce aldığımız bu kararı uygulayamadık. Alınan karar şu anda kabul edilebilir değil. Dolayısıyla bu kararın üst mahkemeler tarafından bozularak kaldırılacağına inanıyoruz. Tahliye kararlarına itiraz sürecini derhal başlatacağız.”