Kaynak, Getty Resimleri
Hatay
Kahramanmaraş’ta bugüne kadar en az 11 ili etkileyen ve 30.000’den fazla ölüme neden olan iki şiddetli depremin ardından, arama kurtarma çalışmaları için en kritik olan ilk 72 saatte iletişim altyapısında büyük arızalar meydana geldi.
Bölgedeki baz istasyonlarının yüzde 30’a yakınının ilk etapta tamamen devre dışı kalması, bölgede yaygın elektrik kesintileri ve fiber hatlar günlerce telefon ve internet bağlantılarının kesilmesine neden oldu.
Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği (MLSA), GSM operatör yetkilileri hakkında “iletişimi engelleme”, “kasten kasten adam öldürme” ve “kasten ihmalle yaralama” suçlarından suç duyurusunda bulundu.
Bu tür kriz dönemlerinde hem afetzedelerin hem de bölgedeki diğer insanların iletişimini sağlamanın anayasal bir zorunluluk olduğunu belirten MLSA, GSM şirketlerinin acil durum planlarının kapsamını ve uygulanıp uygulanmadığını soruyor.
Depremin vurduğu bölgelerde en kritik saat ve günlerde haberleşme garantisi neden mümkün olmadı, GSM operatörlerinin acil durum planları yeterli miydi?
GSM operatörleri ne dedi?
Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom operatörlerinin çatı derneği m-TOD, deprem sonrası verdiği brifingde şunları söyledi:
- Bölgede internette ifade özgürlüğü ve kimlik tespiti
- Yoğun trafikten kaçınmak için telefonlar yalnızca acil aramalar için kullanılmalıdır.
- Sismik bölgelerdeki 8900 baz istasyonundan 2451’i “ağır hasar nedeniyle devre dışı bırakıldı”
- Bölgeye 190 adet mobil baz istasyonu sevk edildi
- Elektrik hatlarının hasar görmesi nedeniyle dağıtım şirketleri tarafından elektrik sağlanamazken, haberleşme için gerekli olan enerjiyi sağlamak üzere bölgeye 3485 adet jeneratör gönderildi.
- Haberleşme ancak mobil enerji kaynakları ve bu kaynakların çalışması için gerekli olan enerji arzı ile desteklenebileceği için hizmet süreçlerinde bir takım kesintiler yaşanabilmektedir.
“Birden fazla ağ olsaydı bu olmazdı”
Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri yönetmeliğine göre, “Mobil ve sabit hatlı telefon operatörleri, gelen taleplere uymak ve afet bölgesinde yeterli kapasitede mobil ve yedek haberleşme sistemlerinin ivedilikle kurulmasını sağlamakla yükümlüdür.”
Depremler ve diğer doğal afetler sırasında altyapının hasar görmesi bekleniyor, ancak ortaya çıkacak iletişim ihtiyaçları bu tür kriz zamanlarına hazırlanılarak karşılanamıyor mu?
türk bbcile görüşen uzmanlara göre bu mümkün ama Türkiye’de telekomünikasyon altyapısının tekel olması ve bu altyapı üzerinde hizmet veren sadece 3 GSM operatörünün olması buna engel oluyor.
Bilişim ve telekomünikasyon uzmanı Füsun Sarp Nebil, tüm Türkiye’de olduğu gibi deprem bölgelerinde de sadece Türk Telekom’un altyapı şebekesi olduğunu, birden fazla şebeke olması halinde bu iletişim kesintilerinin yaşanmayacağını söylüyor:
“Türkiye’de altyapı yıllardır bloke edilmiş durumda. 2005 yılında yapılan özelleştirme ile Türkiye’de altyapı imtiyazı 2026 yılına kadar Türk Telekom’a verildi. 2006 yılında Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) altyapı lisansı diye bir yönetmelik yayınladı ve bu Meydan’da 14 şirkete lisans verildi. Bu şirketler lisansları almak için 200.000-300.000 dolar ödedi. Bu paraya rağmen istihdam edilmediler.
“Deprem bölgesinde tek bir Türk Telekom şebekesi var. Bu şebeke üzerinde operatör firma baz istasyonları bulunmaktadır. Firmalar, binalara kurulan antenlerin binalarla birlikte çöktüğünü, personelinin enkaz altında kaldığını ve bu nedenle hizmet veremediğini söylüyor. Orada birden fazla ağ olsaydı bu olmazdı.”
türk bbcile konuşan başka bir uzman.
“Örneğin Türk Telekom’un Hatay’dan çıkan 3-4 fiberi varsa, tabii ki bunlar özellikle kriz döneminde yeterli değildi. Beş operatörün kendi alternatif ağ altyapılarını oluşturmasına izin verildiğini düşünün, böyle bir sorun olmazdı.
Kaynak, Getty Resimleri
Deprem sırasında telefon ve internet aracılığıyla çok sayıda kurtarma operasyonu düzenlendi.
yatırım eksikliği
Uzmanlara göre bir diğer sorun da, GSM şirketlerinin topladıkları fonların karlı görmeyecekleri yerlerde zorunlu olarak altyapı inşa etmek için nasıl kullanıldığına dair şeffaflığın olmaması.
Füsun Sarp Nebil’e göre telekom şirketlerinin burada yatırım eksiği var:
“Bugün Türkiye’de 1 lira derken 3 lira ödüyoruz. Bunun 2 doları vergi. Özel Haberleşme Vergisi, bir deprem vergisiydi ve hazineye düşen bir paydı. Yani telekomünikasyon şirketleri şu anda vergi tahsildarı olarak istihdam ediliyor. Yani yatırım yapacak paraları yok.”
Nebil’in küresel mobil iletişim ağlarını izleyen GSM Derneği (GSMA) kapsama haritalarından yaptığı araştırmaya göre, 2016’da Türkiye’ye gelmesine rağmen 4G, ülkenin yalnızca %15’inde kullanılabiliyor. 2G bile yerleştirir.
Nebil, “Türkiye’de telekom sektöründe çok büyük bir potansiyel var. Sektör atıl durumda ve devlet BTK’yı kullanarak bir pençe oluşturuyor. Altyapı ve üst yapıda yapılacak çok iş var” diyor.
Kaynak, Getty Resimleri
Afet acil durum planları yeterli miydi?
Uzmanlar tarafından dile getirilen altyapı sorunları dikkate alınarak GSM operatörlerinin afet durum planlarına bakılması ve ne ölçüde uygulanabileceğinin ortaya konulması önemlidir.
BBC Türkçe’nin iletişim kurduğu m-TOD ve Turkcell bu konuda bilgi paylaşmayacaklarını bildirdi.
Haber yayınlanana kadar Vodafone ve Türk Telekom yanıt vermedi.
BBC Türkçe’ye konuşan avukat ve MLSA eş direktörü Veysel Ok, devam eden yasal süreç kapsamında şirketlerin acil durum planlarının araştırılması çağrısında bulundu.
10 Şubat’ta görüştüğümüz Okay, “GSM şirketlerinin çalışmaması, AFAD’ın afet anında bölgeye gitmemesi gibidir. Depremden etkilenen bölgenin farkındayız. Hata olasılığını düşünelim. Ama depremin beşinci günündeyiz ve hala sorunlar varsa, bu depremin büyüklüğünden daha büyük bir felaket durumunda bu şirketlerin bir planı olmadığını gösteriyor.
BBC Türkçe’nin görüştüğü uzmanlar, GSM şirketlerinin acil durum planları kapsamında hasarlı hatların ve bozulan baz istasyonlarının nasıl yedekleneceği ve onarılacağı konusunda daha sıkı uygulamalara sahip olması gerektiğini ve bu tür büyük şirketlerin çok sayıda uydu mobil istasyonunu yönetmesi halinde bu sorunların olmayacağını söylüyor. bölgeye bağlı.
Görüşlerini dile getiren telekomünikasyon uzmanı, “Bu kadar büyük çaplı afetler için gerçek, makul ve kabul edilebilir felaket kurtarma planları olması gerekiyordu. Bu planlar kağıt üzerinde olabilir ama sadece kağıt üzerinde olmak işe yaramaz. Bunlar doğru bir şekilde uygulanmalıydı. Bunun dışında mobil uydu haberleşme baz istasyonlarını taşıyan araçlar da bu tür durumlarda ve afetlerde operatörlerin kullanması açısından oldukça kritiktir. Bu araçların bir ayağı uydulara bakıyor, uydudan aldığı interneti GSM veya Wi-Fi şebekesi üzerinden çalıştırabiliyor, bu en pratik, ekonomik ve sürdürülebilir çözüm. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaptı bölgeye 11 uydu ayaklı mobil iletişim aracı gönderdi ama 11 yetmedi 1000 yada 2000 olması lazımdı. Onu sahada göremedik mi?
“Şu anda İstanbul ve batı illerinde bir deprem olursa, bu Türkiye için büyük bir ulusal güvenlik sorunudur çünkü tüm ekonomimiz çöker, bankacılık sistemimiz ve sosyal bağlantılarımız çöker. İstanbul için ne durumdayız bilmiyorum” diyor.
Dronecell neden kullanılmadı, Starlink neden kabul edilmedi?
Turkcell’in 2018’de ilk uçan baz istasyonu olarak tanıttığı Dronecell’in neden deprem bölgesinde kullanılmadığı birçok kişi tarafından sorulmaktadır.
Cüneyt Özdemir’in 10 Şubat’ta konuyla ilgili sorusuna yanıt veren Turkcell CEO’su Murat Erkan, 100 bin kilometrelik bir alandaki iletişim sorununun drone ile çözülemeyeceğini belirterek, “Bu teknolojiden haberdar olan bir kişi düşünemez” dedi. Bu konuda ve böyle bir beklentim olmayacak”.
Bugün baktığımızda Dronecell, Turkcell’in internet sitesinde yer almıyor.
Ancak depremin ardından uzay şirketi SpaceX’in kurucusu ve CEO’su, aynı zamanda Twitter’ın da sahibi olan Elon Musk, yardım için Starlink uydusunu Türkiye’ye göndermeyi teklif etti, ihtiyaç olmadığı için kabul edilmedi.
Starlink, geniş bir uydu ağı üzerinden İnternet hizmetleri sunmaktadır. Uzak bölgelerde yaşayan ve yüksek hızlı internete erişemeyen kişiler için tasarlanmıştır.
Bloomberg’in haberine göre üst düzey bir yetkili, “Starlink’in önerisi için teşekkürler. Türksat’ın yeterli uydu kapasitesi var” dedi Musk.
Ancak uzmanlar, Türksat ile Starlink’in birbirinden çok farklı olduğunu ve henüz ulaşamadığımız ekipmanların Starlink’i kullanmak için çok pahalı ve gerekli olduğunu söylüyor.
BBC Türkçe’ye konuşan Füsun Sarp Nebil, “Türksat ve Starlink elma ve armut gibidir. Starlink alçak yörüngeyi, Türsat yüksek yörüngeyi kullanır.
Uzmanlara göre, GSM operatörlerinin afetler için “gerçek, makul ve kabul edilebilir felaket kurtarma planları” olup olmadığı ve bunların ne ölçüde uygulandığı sorularının yanıtları, Türkiye’nin afetlere hazırlık durumu açısından ön hazırlık niteliği taşıyor.
Yoruma kapalı.