Güncelleme bir saat önce
Fundanur Öztürk | Ankara

Kaynak, Getty Images
“KYK yurt ücretini ödeyemediğim için yurt hakkımı kaybettim. Ne kalacak bir ev ne de yurt bulabildim. Elimde bavullarımla bir oraya, bir buraya sürükleniyorum. Cebimde son 45 liram kaldı.”
Edirne Trakya Üniversitesi’nde tarih okuyan Gamze, okulunun açılmasına çok kısa bir süre kalmasına rağmen henüz kalacak bir yer bulamadığını ve geçici olarak sürekli bir başka arkadaşının evinde konakladığını anlatıyor.
Türkiye’de pek çok öğrenci, artan ev kiraları ve özel yurt ücretlerinin yanı sıra, öğrenci sayısına göre yetersiz kalan devlet yurtları sebebiyle barınma problemi yaşıyor.
BBC Türkçe’ye konuşan ve kimisi KYK yurdunda kimisi paylaşımlı evlerde kalan üniversite öğrencilerinin hepsi, giderek derinleşen ekonomik krizin gölgesinde geçim mücadelesi verdiğini anlatıyor.
Geçtiğimiz yıl 600 liralık KYK yurt ücretini ödeyemediği için okulu bırakıp aile evine dönmek zorunda kalan Gamze, bu yıl okulu bitirme hayaliyle son bir kez şansını denemek üzere Edirne’ye döndüğünde, yine hüsrana uğradığını anlatıyor.
Cebinde kalan son 45 lirasıyla her hafta bir başka arkadaşında kalan Gamze, “850 lira KYK bursu alıp, 600 lira yurda verince aç kalıyordum. Eve döndüm ve KYK hakkım düştü. Elimde bavullarla oradan oraya sürükleniyorum. İş bulamazsam, ev bulamazsam yine ailemin yanına döneceğim” diyor.
Gamze şu an Edirne’de öğrenci pansiyonlarında 3 kişilik en ucuz odanın fiyatının 3 bin 500 liradan başladığını, ev tutmak üzere buluştukları bir ev sahibinin ise 1+1 bodrum kattaki bir ev için giriş ücreti olarak 6 bin 750 lira istediğini söylüyor.
Tek maaşlı işçi bir ailenin kızı olan Gamze, okulu bırakmak zorunda kaldığı süreçte psikiyatrik ilaç desteği alarak ayakta kalabildiğini anlatıyor:
“Üniversiteyi asla böyle hayal etmemiştim. Bir geldim, arkadaşlarımla sadece ‘bugün ne yiyeceğiz, nasıl geçineceğiz, bugün okula yürüyerek mi gitsek… Konuştuğumuz şeyler sadece bu.”
2021-2022 akademik yılında üniversitelerde örgün eğitimde yaklaşık 4 milyon üniversite öğrencisi eğitim görüyor. Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı 776 yurdun ise toplamda 760 bin öğrencilik kapasitesi bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı (GSB) Yeni Yurtlar Kampüsü’nde 105 Yeni GSB Yurt Binası Resmi Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulundu.
Toplam yurt sayısını 800’e çıkardıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göreve geldiğimizde bu rakam 190 yurt binasından ibaretti. Bu yurtlar eski sisteme göre inşa edilmiş yapılardı” dedi.
Erdoğan ayrıca “Türkiye’nin yurt kapasitesinin; İspanya, Hollanda, Almanya toplamından daha fazla olduğunu, Türkiye’nin geçen sene başvuru taleplerinin yüzde 90’nından fazlasını karşıladığını ve 250 TL ila 450 TL arasından değişen yurt ücretlerinin değişmeyeceğini” belirtti.
‘KYK yurtlarının öğrenci kapasitesi artırıldı’
Gerek yüksek ücretler gerekse yetersiz kapasite sebebiyle özel yurtlar da bir seçenek olmaktan uzak gözüküyor.
MEB Örgün Eğitim İstatistikleri raporuna göre, 4 bin 692 özel yurdun 463 binlik öğrenci kapasitesi bulunuyor ama 2021/2022 eğitim yılında bu kapasitenin yalnızca 177 binlik kısmının dolduğu görülüyor.
Ağustos ayında konuyla ilgili çeşitli açıklamalar yapan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, yurt kapasitelerinin 128 bin artırıldığı ve toplam kapasitenin 800 bini geçtiğini duyurmuştu.
Öte yandan YÖK’ün Nisan ayında yaptığı açıklamaya göre Türkiye’de 8,3 milyon üniversite öğrencisi bulunuyordu
Ardından 12 Eylül’de Bakan Kasapoğlu 105 yeni devlet yurdunun hizmete sunulacağını açıkladı ve “İlk fazda yüzde 80 yerleştirme oranına ulaştık. 415 bin başvurunun yüzde 80 yerleştirme yaptık. Bu oran tüm zamanların rekoru” dedi.
Fakat devlet yurtlarının kapasitesi tartışmaları bir kenara dursun, yurtların fiziki şartları da öğrenciler tarafından sosyal medya etiketleri üzerinden sıkça eleştiri konusu oluyor.
BBC Türkçe’ye konuşan okul öncesi öğretmenliği ikinci sınıf öğrencisi Zeynep, geçen yıl KYK yurdunda yaşadığı sorunlar sebebiyle bu yıl kendisine ev aradığını ama başarısız olduğunu söylüyor.
Yeni döneme yine KYK yurdunda başlayacak genç kadın, bu kez 4 kişilik değil 6 kişilik odada kalacağını çünkü yurttaki öğrenci kapasitesinin ek ranzalarla artırıldığını bezgin bir sesle anlatıyor:
“Yurtta yemekler bayat, ders çalışabileceğin bir alan yok. Şimdi de 4 kişilik odalarımız 6 kişilik oldu ama biz bu odada 4 kişi bile çok zor yaşıyorduk, odalar çok küçük. Yemekhanedeki beklemelerin süresi iki katına çıkacak.”
Tek sabit gelirinin 850 TL’lik KYK bursu olduğunu ve bunun da 500 lirasını yurda vereceğini söyleyen Zeynep, şu anda günde yalnızca 40 dakika molayla 10 saat çalışarak para biriktirdiğini söylüyor.
“Hayatınızda sizi heyecanlandıran bir şey var mı?” diye sorduğumda ise hızla, “Asla yok” cevabını alıyorum:
“En son ne zaman hayal kurdum, en son ne zaman bir şey istedim gerçekten hiç hatırlamıyorum. Şu an tek düşündüğüm: Günü nasıl atlatacağım, nasıl geçineceğim?
“Birkaç gün önce kendime bir şey yapmaktan, zarar vermekten korktum. Anlık, bazen geliyor… O yüzden korkuyorum, ilaç tedavisine başlamam gerekiyor.”

Kaynak, Getty Images
‘Borç batağındayız’
BBC Türkçe’ye konuşan Berna ve Burak, ailelerinin son birkaç yıldır yaşadığı ekonomik zorluklar nedeniyle artık eskiye göre daha fazla ‘para kazanmaları’ gerektiğini söylüyor.
Tek maaşlı işçi bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’da yazarlık eğitimi alan Burak, hem ailesinin hem de kendisinin kredi borçlusu olduğunu, bu sebeple günde 11 saatten fazla çalışarak para kazandığını anlatıyor.
Kirasının bu ay 2 bin TL’den 4 bin TL’ye çıktığını söyleyen genç, kredi kartı borcu sebebiyle maaşına konan yüzde 25’lik bloke yüzünden ek iş olarak bisikletli kuryelik yapacağını söylüyor:
“Şu an sadece günü kurtarıyorum. Geleceğe dair hayal kuramıyorum. Tüm yaptığım şey kiramı, faturalarımı ödeyebilmek, temel ihtiyaçlarımı karşılayabilmek. Okul bitince de garantim yok.
“Belki okul bittikten sonra mesleğimi yapmak, belki bir kitap yazmak, dergiye editörlük yapmak için yine dönüp kafede 12 saat garsonluk yapmak zorunda kalacağım.”
Mersin’de ikinci sınıf Arkeoloji öğrencisi Berna ise “borç batağında olan” emekli ailesinin kendisine para gönderemediğini söylüyor:
“Bundan 1 yıl öncesine kadar evimizde hafta iki kere pazar alışverişi yapılabiliyordu, ama zamlarla birlikte haftada 1’e düştü. Eskiden iki haftada bir markete gidebiliyorken, bu artık ayda bire düştü, alınan şeylerin çeşidi azaldı.
“Artık dolabı açtığım zaman peynir göremiyorum. Keza yumurta da ayda bir kez alınabiliyor. Ailemin bu durumunu görüp, onlara ekstra yük olmak istemediğim için çalışıyorum.”
Çalıştığı gündelik işlerle birlikte aylık gelirinin en fazla 700 TL olduğunu söyleyen genç kadın, bunu yarısını yurda verdiğini ve kalanıyla da 1 ay geçinmek zorunda olduğunu söylüyor.
‘KYK bursum mutfak masraflarını bile karşılamıyor’
Resmi verilere göre Türkiye’de 2021 yılında 1 milyon 362 bin öğrenci KYK kredisi ve bursu kullandı.
Ancak öğrenciler, hayat pahalılığı sebebiyle artık sadece bu burslarla geçinebilmenin imkânsız olduğunu düşünüyor.
Yüksek lisans öğrencisi Eda, vefat eden babasından kalan ölüm aylığı ve KYK yüksek lisans bursuyla geçinirken, ev kirasının bir anda 1.150 liradan 3.250 liraya çıkmasıyla aile evine geri dönmek zorunda kaldığını anlatıyor.
“İş bulamayıp eve döndüğüm için çok büyük bir bunalıma girdim, uzun süre evden çıkamadım. İnternet üzerinden psikolojik destek almak istedim ama maddi gücüm yetmedi, aylık 700 lirayı buluyordu” diyor Eda.
Hatay’da 5. sınıf veterinerlik öğrencisi olan Hazal ise 5 yıl içerisinde ekonomik durumunun yıldan yıla kötüleştiğini ve her geçen yıl bir öncekinden daha kötü şartlara sahip evlerde barınmak zorunda kaldığını anlatıyor.
Üniversitenin ilk senesinde sadece KYK bursu ile 2+1 evde yalnız başına kalabildiğini, ancak şu an okuldan çok daha uzak bir evde, bir arkadaşıyla paylaşımlı olarak ve yarı zamanlı işlerde çalışarak kirasını ödeyebildiğini söylüyor:
“Üniversiteye başladığımda aldığım 3 aylık bursumla, 4 aylık kiramı ödeyip üstüne bir de kışlık ayakkabı almıştım. Şu anda acaba önceki senelerden kalma ayakkabıları çift çorapla mı giysem diye düşünüyorum. Şimdi KYK bursum değil kiramı, mutfak masraflarımı bile karşılamıyor.”
Kirasına bu ay yüzde yüz zam yapıldığını, yakıt ücretinin de aylık 1.500 TL olduğunu söyleyen Hazal, “Bir an önce mezun olup, bu çilenin bitmesini istiyorum” diyor:
“Ay sonunu bırakın, artık haftayı nasıl geçireceğimi düşünmekle meşgulüm. Bir kafeye gidip oturmak lüks haline geldi. Artık, ‘evde bir makarna yaparız’ bile demiyoruz çünkü herkes makarnasını sonraya saklıyor.”

Kaynak, Gençlik ve Spor Bakanlığı
‘Öğrenci değil, düzenli çalışan bir işçiyim’
Geçen yıl İzmir’de öğrencilerin Barınamıyoruz hareketi kapsamında çeşitli eylemlere katılan ve Boğaziçi eylemleri sırasında gözaltına alındıktan sonra KYK bursu kesilen Semih, kendisini bir anda KYK yurdundan atılmış ve bursu kesilmiş bulduğunu söylüyor.
Derslerindeki gerileme sebebiyle tam zamanlı işinden ayrılmak zorunda kalan Semih, o süreçte 1+1 evde 4 öğrenci yaşamaya başladıklarını şöyle anlatıyor:
“Kışın doğal gaz faturasını ödeyebilmek için aynı anda iki işte çalışmaya başladım. Bu sebeple devamsızlığım kötü durumdaydı.
“Hocalarıma anlattığımda, işi bırakmamı söylüyorlardı. E peki ben ne yiyeceğim, nerede kalacağım?
“İki işle kalmadı. En son yarı zamanlı olarak üç işte çalışmaya başladım. Senenin sonunu zor getirdim. Kur yükseldikçe mutfaktan da olmaya başladık.
“3 hafta boyunca sürekli makarna tüketilen bir ev haline geldik. Artık ‘yemek var mı’ değil, ‘makarna var mı’ sorusu sorulmaya başlandı evde.”
Semih, yaz tatilinde daha çok para kazanabilmek umuduyla İstanbul’a geldiğini ve 2+1 evde 5 öğrenci kalmaya başladıklarını söylüyor:
“Artık öğrenci evleri alabildiğine doluyor. Evde yorgan serip uyuyabilecek yer bulan herkes, bir şekilde kiraya ortak olarak o eve taşınmak zorunda kalıyor. Ben de aylarca, birkaç kişiyle beraber salonda uyudum.”
“Geleceğe dair düşünecek vaktim olmuyor. Zamanım daha çok, bir sonraki gün ne yiyeceğimi düşünmekle geçiyor. Tek derdim okulun bir an önce bitmesi. Zaten düzenli çalışan bir işçiyim, öğrenci olduğumu düşünmüyorum.”
Yoruma kapalı.