
Kaynak, Getty Images
5 saat önce
İnsan hakları ve çevre konusunda çalışmalar yapan Küresel Tanık (Global Witness) adlı uluslararası kuruluşa göre son 10 yılda 1700’den fazla çevre aktivisti öldürüldü.
Bu, her iki günde bir kişiye tekabül ediyor.
Bu aktivistlerin ülkelerinde madencilik, petrol sondajı ve kerestecilik gibi faaliyetleri durdurmaya çalışırken öldürüldüğü belirtiliyor.
Rapora göre en çok ölüm Brezilya ve Kolombiya’da kaydedildi.
Ancak araştırmacılar bu verilerin ülkelerdeki şiddeti yeterince yansıtmadığını aktarıyor.
Çevre aktivistlerine karşı ölümcül saldırıların en çok Latin Amerika’da gerçekleştiği ifade ediliyor.
Haziran’da Amazon yağmur ormanlarında kaybolan ve daha sonra ölü bulunan İngiliz gazeteci Dom Phillips ile Brezilyalı uzman Bruno Pereira vakası bölgedeki sorunun ciddiyetine dikkat çekmişti.
Araştırma, başta Brezilya, Kolombiya, Meksika ve Honduras olmak üzere cinayetlerin yüzde 68’inin Latin Amerika’da meydana geldiğini tespit ediyor.
Öldürülenlerin büyük bir kısmının topraklarını madencilik, petrol sondajları, kerestecilik faaliyetleri ve hidroelektrik santrallerinden korumaya çalışan yerli halk olduğu aktarılıyor.

Kaynak, Getty Images
Araştırmacılar, Ukrayna’daki savaşın ardından dünyada fosil yakıt çıkarma faaliyetlerinin yoğunlaşacağını ve kampanyacıların üzerindeki baskının artmaya devam edeceğini düşünüyor.
Yalnızca 2021 yılında 200 aktivistin öldürüldüğü aktarılıyor. Bu, haftada 4 kişinin öldüğü anlamına geliyor.
Küresel Tanık’tan Shruti Suresh, “Dünyada doğal kaynaklar üzerindeki baskı artıyor ve bu özellikle Brezilya’daki Amazon bölgesinde hissediliyor” diyor.
Küresel Tanık raporuna göre Brezilya’daki ölümlerin yüzde 85’i Amazon bölgesinde gerçekleşti.
Suresh sözlerine şöyle devam ediyor:
“Bu bir toprak eşitsizliği meselesi. Aktivistler topraklarını savunuyorlar. Toprak ve doğal kaynaklarını kullanmak isteyen giderek büyüyen baskıcı bir hareket var. Özellikle yerel halkların sesi bastırılıyor.”
Kolombiya vakası

Kaynak, Küresel Tanık
Kolombiyalı insan hakları aktivisti Oscar Sampayo, 2021’de bir eylem sırasında üç yakın arkadaşının öldürülmesine şahit oldu.
Kaya gazı çıkarılmasına karşı kampanyalar yapan Sampayo, bir süredir Magdalena Medio bölgesinde bu işlemin yerel halk ve çevre üzerindeki etkilerini kaydediyor.
Sampayo, Ukrayna’daki savaşın etkilerinin Kolombiya’da bile hissedildiğini söylüyor.
BBC’ye konuşan Sampayo, “Kömür, petrol ve doğal gaz artık Rusya’dan tedarik edilemediği için Kolombiya gibi ülkeler üzerindeki baskı insan hakları ihlalleri göz ardı edilerek artıyor” diyor.
Sampayo, Kolombiya’daki yeni hükümetin çevre konusunda daha hassas olmayı taahhüt ettiğini ancak bir süredir çevre aktivistlerine karşı saldırıların arttığını söylüyor ve sözlerine devam ediyor:
“Doğayı savunan dostlarımıza karşı suikastlar, sürgünler ve saldırılar moralimi bozuyor ama Kolombiya’dan ayrılmayı düşünmedim.”
Küresel Tanık raporuna göre 2018’den bu yana çevre aktivistlerine saldırıların sayısı artıyor.
Bazı vakalarda suç ve uyuşturucu çetelerinin de rolü var.
Örneğin 2021 yılında Meksika’da 54 ölüm gerçekleşti. Büyük çaplı madencilik faaliyetlerine karşı çıkanların yanı sıra yasa dışı madencilik yapan uyuşturucu çetelerinin de bu sayıda payı var.

Kaynak, Getty Images
2021’in önemli bulguları
- Dünyada her hafta çevre aktivistliği yapan 4 kişi öldürüldü.
- Brezilya ve Hindistan’da ölümcül saldırıların sayısı yükseldi. Kolombiya ve Filipinler’de ise düşüş kaydedildi.
- Afrika’da 10 ölüm kaydedildi. Bunların büyük bir kısmı Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde gerçekleşti. 8 ölüm Virunga Milli Parkı’nda meydana geldi.
- Hindistan’da 3, Meksika’da 4 olmak üzere 2021’de 12 toplu cinayet vakası gerçekleşti.
- Nikaragua’da suç örgütleri, Miskitu ve Mayangna halklarına karşı sistematik bir saldırı gerçekleştirdi ve 5 aktivisti öldürdü.
Kampanyacılar ümitli
Son yıllarda ölüm sayısındaki yükselişe rağmen kampanyacılar ilerleme kat edildiğine inanıyor.
Honduras’ta eski bir enerji yetkilisi 2016’da aktivist Berta Caceres’i öldürmekten 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Öte yandan 2021’de Escazú adlı yeni bir anlaşma yürürlüğe girdi. Bu, Latin Amerika ve Karayip bölgesi’nde uygulanan ilk çevre ve insan hakları anlaşması.
Anlaşmaya göre bölgedeki ülkeler çevre aktivistlerine uygulanan şiddet vakalarını incelemek ve engellemek için çalışmalar yapmakla yükümlü.
Avrupa Birliği ise şirketleri tedarik zincirlerinde meydana gelen insan hakları ihlallerinden sorumlu tutmak için yeni bir plan geliştiriyor.
Suresh, “Bunlar çok önemli gelişmeler ve çevre aktivistleri için etkileri çok iyi olabilir. Önümüzdeki yol uzun ve zor olacak ama iyimser olmak için nedenlerimiz var” diyor.
Yoruma kapalı.