İstanbullular evlerini deprem riskine karşı kontrol ettirmekte zorlanıyor: ‘Param olsa bile bile ölümü bekler miyim?’
- o yazdı, Burak Abatai
- Başlık, türk bbc
- Cıvıl cıvıl,
-
Kaynak, Getty Resimleri
İstanbul’un Anadolu yakasının en kalabalık semti Pendik’te yaşayan ve hayatını emeklilikte kazanan Hamit Aysel, geleceği konusunda büyük endişe duyuyor. Çünkü deprem riski, şehirlerde yaşayan pek çok insan için bile bir kabustur. Bunun temel sebebi 27 daireli 34 yıllık bina ve maddi imkanlarıdır.
İstanbullular bugünlerde olası büyük bir deprem karşısında oturdukları binalara güvenmekte zorlanıyor. Bu güveni sağlamanın bilimsel yolları var ama riskli bir yapı olasılığı çok büyük mali yükümlülükler getiriyor.
“Bugün param olsa bile ölmeyi bekler miydim?” diye yakınıyor Hamit Aysel, biraz utanmış, geleceğinden biraz da emin değil.
Anadolu yakasında adının açıklanmasını istemeyen yapı denetim firması sahibi, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden sonra günde 100’e yakın telefon aldıklarını ve insanların hangi binalarda risk denetimi yaptırdığını öğrenmek istediklerini söylüyor. Yetkili bir firmaya bu muayeneyi yaptırmalarını hatırlattığını, eğer bina çürümüşse boşaltılıp yıkılması gerektiğini de ekliyor:
“Bunu söyledikten hemen sonra insanlar telefonu sessizce kapatıyor. Bunu bilmek pahalı. Bilmemek mutluluk ve huzur getirir.”
Kaynak, Pendik Belediyesi
Pendik, İstanbul’un en işlek semtlerinden biridir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin paylaştığı verilere göre, şehrin 26 ilçesinde deprem beklemeden her an yıkılma riski taşıyan 318 binada 10 binden fazla kişi yaşıyor.
türk bbc‘e bilgi veren belediye sözcüsü, 1.525 riskli bina dikkate alındığında 40.000 ila 50.000’den fazla kişinin riskli binalarda yaşadığını söylüyor.
Risk: Tahliye mi Güvensizlik mi?
Peki insanlar binalarının riskli olup olmadığını nasıl belirleyebilir ve neden bu süreçten kaçınırlar?
Riskli yapıların tespiti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yetkilendirilmiş kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve sermayesinin en az %40’ı kamuya ait şirketler tarafından yapılmaktadır. Masraflar mal sahipleri tarafından karşılanır.
Kentsel dönüşümle uğraşan avukat Ümit Abanoz, ilk etapta insanların riski kontrol altına alacaklarını, 50-100 bin TL’lik bir maliyetle karşılaşacaklarını söylüyor.
Abanoz’a göre denetim süreçlerinden kaçınılmasının temel ve temel nedeni ekonomik koşullar.
Yönetmelik gereği muayeneden geçmek zorunlu değildir. Ancak can güvenliği açısından riskin ölçülmesi önerilir. Yapı maliklerinin doğrulama talebinde bulunmaları için üçte iki çoğunluk aranmaz. Diğer bir deyişle risk tespiti, maliklerden herhangi birinin talebi üzerine yapılabilmektedir.
Hamit Aysel, binasında talepte bulunan birinin olduğunu, ancak o daire sahibinin mali başta olmak üzere çeşitli nedenlerle cesaretinin kırıldığını söylüyor:
“Bina çürümüşse tahliye edilebileceğimizi söyledim. Bu bizim gibi insanlar için önemli bir şey. Biz hükümete de ilçe belediyesine de güvenmiyoruz.”
Kaynak, img
İstanbullular, İBB Resmi site Hızlı tarama talebinde bulunabilirsiniz.
Güçlendirme
Bina, denetim kuruluşu tarafından güvensiz olarak işaretlenirse, yıkıma ek olarak güçlendirme gerekmesi olasılığı da vardır.
Riskli binanın yıkılması değil de güçlendirilmesi isteniyorsa, tüm kat maliklerinin beşte dördünün rızası alınmış veya mahkeme binanın güçlendirilmesi gerektiğine karar vermiş olmalıdır.
İsminin açıklanmasını istemeyen yapı denetim firmasının sahibi, eski binaların mevcut imar planlarında sık sık değişiklik olduğunu ve bu nedenle imar kararlarının nadiren verildiğini söylüyor.
Avukat Ümit Abanoz, karşılaştığı davaların da ezici bir çoğunlukla güçlendirme yerine yıkma kararına yol açtığını söylüyor.
Tahliye ve yıkım
Hazırlanan raporda binanın risk altında olması durumunda maliklerin 90 gün içinde oturdukları binayı boşaltmaları isteniyor. Sahipler bu karara itiraz edebilir. Ancak itiraz üzerine yıkım kararı kesinleşirse binanın yıkılması gerekir. Yıkıma karşı direnç olsa bile yıkım yine kolluk kuvvetlerinin katılımıyla gerçekleştiriliyor.
Binaları yıkılan ev sahipleri 18 aya kadar devlet kira yardımı ve kredi faiz desteğinden yararlanabiliyor.
Kaynak, Getty Resimleri
Gayrimenkul değerlendirme platformu Endeksa’nın verilerine göre Pendik, İstanbul’da geçen yıl aylık ortalama kira artışı en yüksek ilçeler sıralamasında beşinci sırada yer aldı. Pendik’te ortalama kiralar 2022 sonunda 7000 TL idi. Ancak devletin evi yıkılan ev sahiplerine verdiği kira yardımı 1500 TL.
Buna dikkat çeken Hamit Aysel, “Benim emekli maaşım var. Evden atılırsak ne yapacağız, kirayı nasıl ödeyeceğiz, müteahhidin evi yenilemesi için nasıl para toplayacağız? şikayet ediyor.
yıkım sonrası
Risk tespiti yapılan binanın tahliyesi ve yıkımının ardından mal sahipleri için yeni bir dönem başlıyor.
Pay sahipleri payları oranında en az üçte iki çoğunlukla karar almak zorundadır. Bu karar genellikle binanın bir müteahhitle anlaşarak yeniden inşa edilmesi anlamına gelir.
Ancak avukat Ümit Abanoz, artan maliyetler nedeniyle müteahhitlerin artık eskisi gibi kira desteği vermediğini belirterek; daha fazla daire almak ve para kazanmak için daireleri küçülttüğünü veya inşaat için ev sahiplerinden büyük meblağlar istendiğini de söylüyor.
Kaynak, Getty Resimleri
İstanbul’un Kadıköy semtinde yer alan Fikirtepe semti, kentsel dönüşümün gerçekleştiği yerlerden biri.
Bu, evi yıkılan bir ev sahibinin önce müteahhitlere büyük ödemelerle karşılaşacağı ve ardından ev yeniden inşa edildiğinde kira maliyetleriyle karşılaşacağı anlamına gelir. Müteahhitlere ödeme yapmak istemeyenler daha küçük dairelere razı olmaya hazır.
Anadolu yakasında emlakçılık yapan Oğuz Çelik, binasının çürük olduğunu bilerek yaşayanlar olduğunu söylüyor.
İmar izinlerinin çoğunlukla çok katlı yapılaşmaya izin vermediğine işaret eden Çelik, “Eskiden apartmanın metrekaresi önemliydi. Artık insanlar ev alırken arsanın metrekaresine de bakıyorlar. Çünkü olası bir kentsel dönüşüm projesinde kat ve daire sayısı, daire büyüklükleri buna göre belirleniyor.”
İnsanların kentsel dönüşüm nedeniyle dairelerinin küçülmesini istemediklerini belirten Çelik, müdahalemizden kısa bir süre önce bir müşterisiyle yaşadığı anıyı şöyle anlatıyor:
“Yaşlı bir emekli geldi. Evinden numune alındı ve binasının çürük olduğu belirlendi. Müteahhitler ise dairelerinin yeniden yapılması karşılığında sahiplerinden 400 bin TL istedi. Bunun mümkün olmadığına pişman oldu. Ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu.
Kaynak, Getty Resimleri
İBB’nin hızlı tarama hizmeti
İBB ise bakanlığın kentsel dönüşüm mevzuatından bağımsız olarak kentte yaşayan mal sahipleri ve kiracılara hızlı tarama hizmeti sunuyor.
Bu tarama sonucunda riskli ise binalar için yıkım kararı verilmesine gerek yoktur.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, uygulamayı, “Hızlı tarama yöntemi binayı doğrudan riskli tesis olarak kodlamadığı için vatandaşlarımıza fikir ve tavsiye veren, bundan sonraki aşamayı önümüze koyan içerikler barındırıyor.” hem belediyelere hem de vatandaşlara yol gösteren bir harita olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
Kaynak, Getty Resimleri
İBB’nin 2019 yılından bu yana risk tespiti çalışmaları için İstanbul genelinde 107 bin 77 binaya gittiğini ancak 2022 yılı sonuna kadar 29 bin 700 binaya girebildiklerini belirten Gökçe, şöyle devam ediyor:
“Binaların çok büyük bir kısmı, yüzde 70’in üzerinde, İBB’nin hızlı tarama yapmasına izin vermedi. Yüzde 30’a yakın bir analizimiz var. Bu analize göre 318 binamız olduğu yerde çökebilir. E sınıfı bile değil. 1525 binamız bile yüksek riskli D ve E sınıfı binalar olarak kodlandı.”
Ülkede her büyük depremin ardından insanlar evleri için endişeleniyor ama bir süre sonra hayat normal akışında devam ediyor.
Hamit Aysel, “Sağlam yeni binalarda yaşamayı kim istemez oğlum?” sorar ve ekler:
“Ama gidecek ikinci bir yerimiz yok. Bu yüzden böyle yaşamak zorundayız.”
Yoruma kapalı.