Diyarbakır Çermik’in Gülbahçe mezrasında ne yaşandı? Mikail Ekinci’nin öldürülüşüne dair çelişkili açıklamalar
Kaynak, Ekinci ailesi
Baba Ekinci, ‘Oğlum Canlı Yakalanabilirdi’ Dedi
- o yazdı, Hatice Kamer
- Başlık, Diyarbakır
1 Nisan sabahı Diyarbakır’ın Çermik ilçesine bağlı Gülbahçe mezrasında hakkında yakalama kararı bulunan 28 yaşındaki Mikail Ekinci, kolluk kuvvetleri tarafından öldürüldü.
BBC Türkçe’ye konuşan Mikail Ekinci’nin babası Abdurrahman Ekinci, güvenlik güçlerinin oğlunu dur ihtarı vermeden öldürdüğünü iddia etti; Yakalamaya değil öldürmeye geldiler” dedi.
Diyarbakır Barosu ve İnsan Hakları Derneği de bir açıklama yaparak Mikail Ekinci’nin “keyfi ve orantısız güç kullanılarak” öldürülmesini yaşam hakkı ihlali olarak nitelendirdi. HDP ise İçişleri ve Adalet Bakanlığı’na sunduğu soru önergesiyle Ekinci suikastını Meclis gündemine taşıdı.
Diyarbakır Valiliği, bu iddiaları görüşmek üzere görüşme talebimize yanıt vermedi.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) olayla ilgili hazırladığı raporda, Çermik savcısının verdiği bilgiler yer alıyor.
Bunun üzerine Çermik savcısı, Mikail Ekinci’nin kendisine silah doğrulttuğunu ve kaçarken kolluk kuvvetlerine üç el ateş ettiğini, güvenlik güçlerinin de üzerine ateş açtığını iddia ediyor. Savcı ayrıca, Mikail Ekinci’nin silahı tutukluk yapınca silahı fırlattığını ve kaçmaya devam ettiğini kaydeder.
Savcının İHD heyetine, üç özel harekat polisi ve iki cinayet masası üyesi hakkında “kasten adam öldürmek” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığını söylediği de bildirildi.
Üç çocuk babası Mikail Ekinci hakkında, köyde başka bir aile ile yaşanan arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan olaylarla ilgili ifade vermediği için tutuklama kararı çıkarıldı. Arazi anlaşmazlığıyla başlayan olayda karşı taraftan bir kişi öldü, üç kişi tutuklandı.
Soruşturma kapsamında aralarında Mikail Ekinci ve babasının da bulunduğu 7 kişinin ifadesinin alınmasına karar verildi. Mikail Ekinci hakkında ise ifade vermediği için tutuklanmasına karar verildi.
Babası ne dedi: Onu kolayca canlı yakalayabilirlerdi
Kaynak, Ekinci ailesi
Mikail Ekinci, arazi anlaşmazlığında çıkan olaylara ilişkin verdiği ifadeden aranıyordu.
BBC Türkçe’ye konuşan Mikail Ekinci’nin babası Abdurrahman Ekinci, savcılığın oğlunun ruhsatsız silah taşıdığı ve koşarken ateş ettiği yönündeki iddialarının doğru olmadığını savundu.
“Mikail’in silahı yoktu. Savcılık onun üç el ateş ettiğini ve silahı sıkışınca kaçtığını söylüyorsa, silahsız kaçan adamı neden vurdunuz?” diye sordu.
Baba Ekinci, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı onlarca zırhlı araç ile 300’e yakın silahlı ve maskeli kolluk kuvvetinin eş zamanlı olarak kalabalık bir konvoya ve köydeki ilgili 15 eve baskın düzenlediğini söyledi.
Abdurrahman Ekinci, sabah Mikail ile birlikte hayvanları otlatmak için evden çıkmak üzereyken polisin köye girdiğini söyledi.
Abdurrahman Ekinci, “Ben oğlumu canlı yakalayacakken tek kurşunla vurdular, ne diyeceğimi bilemiyorum” dedi.
Bu sırada köyde 30’dan fazla kişinin yüz üstü yatırılarak prangalarla dövüldüğünü söyleyen Abdurrahman Ekinci, kolluk kuvvetlerinin Mikail’e ateş açmadan dur ihtarında bulunmadığını söyledi.
“Vurmak ve öldürmek devletin görevi midir? O kadar insan geldi, birini canlı yakalayamadınız mı? Arkasında onlarca asker polis var 30 metre ötede sadece yakala 300 kişi var helikopter de var 10 kişi de olsa düz bir alanda bir kişiyi rahatlıkla yakalayabilirler ama alamazlar. Şimdiye kadar böyle bir çaba göstermeden, en ölümcül noktaya ateş ettiler. Sanki o gün onu almaya değil öldürmeye gelmişler” dedi.
Abdurrahman Ekinci de türbedeki evlerde güvenlik kamerası olduğunu, operasyona gelen askerlerin kameraları kapattığını, yakındaki evin Mikail’in vurulduğunu gösteren kamera kayıtlarının da silindiğini ve cenazenin götürüldüğünü söyledi. savcının gelişi ve soruşturması olmaksızın polis tarafından uzaklaştırıldı.
“Peki Michael neden kaçtı?” Abdurrahman Ekinci, “Neden korktu” sorusuna, “Öyle bir öfkeyle geldiler ki üzerime 20 polis koşmasa ben bile kaçardım” dedi.
Diyarbakır Barosu ve İHD’nin raporunda neler var?
Diyarbakır Barosu yaptığı açıklamada, Mikail Ekinci cinayetinde kolluk kuvvetlerinin silah kullanma yetkisini kötüye kullanması sonucunda keyfi ve hukuka aykırı yetki kullanımıyla yaşam hakkının ihlal edildiğini savundu. Olayla ilgili derhal ve etkili bir soruşturma yapılması çağrısında bulunarak, yasal işlem başlatacağını duyurdu.
İnsan Hakları Derneği yöneticileri de köye giderek Ekinci ailesi ve görgü tanıklarıyla görüşmenin yanı sıra Çermik Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bilgi aldı.
Diyarbakır Barosu gibi İHD’nin de Mikail Ekinci’nin yaşam hakkı var; Keyfi ve orantısız güç kullanıldığını ve nişan alındığını, tabanca mermisinin sırtına isabet ettiğini savundu.
İHD, Ekinci ailesine yönelik ev baskınlarında kolluk kuvvetleri tarafından işkence, kötü muamele, tehdit ve hakaret iddialarına da raporunda yer vererek, konuyla ilgili adli ve idari soruşturma talep etti.
İHD, söz konusu olayın somut delilleri olan müşteki ve görgü tanıklarının ifadeleri, video ve radyo kayıtları, adli rapor, ölüm muayenesi ve otopsi raporu gibi verilerin bir bütün olarak incelenmediğini, olay yeri bilgilerinin ve deliller – insansız hava aracı kayıtları, kolluk kuvvetlerinin telsiz görüşme kayıtları, talep edilen yer, güvenlik araç kamera görüntülerinin toplanması ve saklanması, olay mahallinde bulunan boş kovanlar ve görgü tanığı ifadeleri.
Savcı: “Silahı vardı, vurdu”
İHD Diyarbakır heyeti, olayla ilgili hazırladığı raporda, Çermik’in savcısıyla yapılan görüşmeye ve savcının verdiği bilgilere de yer verdi.
Rapora göre savcı, kendisini makamında ziyaret eden İHD heyetine, Mikail Ekinci ve tutuklama kararı bulunan 3 kişiye operasyon düzenlendiğini söyledi. Ekinci’nin silahlı olduğunu fark ederek güvenlik güçlerine ateş açtı.
Savcı, “Operasyon sırasındaki kovalamacada maktulün kaçma yönünün drone ile belirlendiğini, maktulün bir süre motosikletle kaçmaya çalıştığını, ardından yaya olarak devam ettiğini, 3 Polis özel harekat personeli ve bir cinayet masası görevlisinin bulunduğunu” söyledi. mağduru takip etmiş ve o ateş ettikten sonra kolluk kuvvetlerinin de ateş ettiğini iddia ettikleri bildirilmiştir.
Öte yandan savcı, “Kurbanın silahla birlikte ele geçirilmesinden sonra silahını fırlatarak kaçmaya devam ettiğini” de belirtti.
Ayrıca savcı, 3’ü polis özel harekâtçısı, 1’i cinayet masası görevlisi ve 1 amir olmak üzere 5 personel hakkında “taksirden adam öldürme” suçundan soruşturma başlatıldığını heyete bildirdi; Kimliği belirlenip toplanan ve maktule ait olduğu beyan edilen otomatik tabancanın, incelenmek üzere Van Jandarma kriminal laboratuvarında olduğu da eklendi.
İHD’nin raporuna göre Çermik Cumhuriyet Başsavcılığı da bu operasyon sırasında mezra sakinlerine yönelik işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin herhangi bir şikayet veya ihbar almadığını iddia ediyor.
Yoruma kapalı.