Kaynak, Getty Resimleri
Türkiye’yi sarsan şiddetli depremlerin ilk haftası geride kalırken, arama kurtarma çalışmalarının yerini enkaz kaldırmaya bırakması bekleniyor.
Deprem bölgesindeki hukukçulara göre bu durum, “depremde ortaya çıkan delillerin karartılacağı ve faillerin bulunup cezalandırılmayacağı korkusunu” da beraberinde getiriyor.
Bu alanda çalışan uzmanlara göre depremzedelerin sorumlulardan maddi ve manevi tazminat talep etmesi olası.
Her binanın ayrı ayrı yönetilmesi gerektiğini söyleyen uzmanlar, afet yasalarının “risk azaltma ve haklar” üzerine odaklanması gerektiğini savunuyor.
Kahramanmaraş depremlerinin kesin bilançosu henüz bilinmiyor, ancak felaketin yüzbinlerce insanı evsiz bıraktığı tahmin ediliyor.
Adalet Bakanlığı’nın paylaştığı son güncellemeye göre deprem bölgesine 304 ek savcı ve 1.275 çalışan atandı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 9 Şubat’ta yaptığı açıklamada, “Deprem riski taşıyan tüm illerimizde bu binalar, yapanlar ve sorumluları hakkında adli soruşturma başlatıldı.”
Anket gereklilikleri
Bu sürece gelince türk bbcTürkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Bayram, 2018’e verdiği demeçte, deprem bölgesinde yıkılan veya ağır hasar gören her binanın “tek tek denetlenmesi” gerektiğini söylüyor:
Kullanılamaz hale gelen binalarda ciddi mühendislik hatalarının olduğu görülmektedir. Müteahhit, mühendis, gerekli denetimi yapmayan firma ve gerekli kontrolleri yapmayan her birim ‘Çevre Bakanlığı’ ile birlikte çalışmaktadır. , Kentleşme ve iklim değişikliği burada hiyerarşik bir sorumluluğa sahiptir.
“Bu sorumluların soruşturulması için her binanın tescillenmesi gerekiyor. İnşaat sırasında demirin eksik kullanılması, fay çatlağı üzerine bina yapılması veya belki de evlerin kadastro yapılmadan yapılması gibi birçok farklı sorun olabilir. Hatay’da gördük. Her yapı kendi özel durumunda incelenmeli.”
TBB, deprem bölgesindeki binlerce gönüllü avukatın “delil toplamak, korumak ve vatandaşların hukuki soru sormalarına yardımcı olmak” için heyetlerle birlikte çalışacağını duyurdu.
TBB, bu süreçte gerekli teknik desteği almak için Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile birlikte çalışacak.
Gönüllü avukatlar, “potansiyel eksiklikleri kaydetmek ve kaydetmek için” savcılarla birlikte çalışacak.
Bayram, “Soruşturma raporunda tutarsızlık varsa itirazlarımızı yenileyeceğiz” dedi.
Depremzede ihbarının onlarca hatta yüzbinlerce dava açabileceğini söyleyen Bayram, bölge genelindeki etüt çalışmalarının en kısa sürede iki ay içinde tamamlanmasını beklediğini söylüyor.
Yasaya göre, hasar tespit çalışmalarında ağır hasarlı olduğu tespit edilen binaların üç gün içinde yıkılması gerekiyor.
Bayram, arama kurtarma çalışmalarının devam etmesi ve gecikmeler nedeniyle bu sürenin uzayabileceği görüşünde.
Enkaz savcı kararı olmadan kaldırılabilir mi?
Kaynak, TBB
Türkiye Barolar Birliği yönetim kurulu açıklamasında “Deprem bölgesi artık tam bir suç mahalli” ifadeleri kullanıldı.
TTB’ye göre, “deprem hasarına ilişkin delillerin gizleneceği ve faillerin bulunmayacağı veya cezalandırılmayacağı” konusunda kamuoyunda yoğun bir endişe var.
TTB Başkanı Erinç Sağkan, bu kaygıların giderilebileceğini söylüyor ve ekliyor:
“Deprem bölgesi artık tam bir olay yeri. Dolayısıyla Cumhuriyet Başsavcılığının denetim ve denetiminde.
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Belediye binaları başta olmak üzere, hasar gören binaların yıkılmaması ve çöken binaların molozlarının, testlere esas olacak testler yapılmadan kaldırılmaması gerektiği açıktır. yapılacak incelemeler toplanır.
Cumhuriyet Savcılığının emir ve talimatı olmaksızın enkaz kaldırmak da suç olacaktır.
Sağkan, depremden etkilenen illerde başsavcılıkların delilleri korumak için önlem alması gerektiğini söylüyor:
“Bu konuda Başsavcılıklarca acil talimat verilmeli ve hem Başsavcılıklar hem de Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyunu rahatlatacak adımların atıldığına dair açıklamalar yapılmalıdır.”
Depremzedeler ve hukukçular için rehber yayınlayan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği bile deprem anında yürürlükte olan yasaları dikkate alarak sorumlular hakkında şu sonuçlara varıyor:
“Kanun hükümleri ve hangi kurumların yetkili olabileceği değerlendirilirken, öncelikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AFAD ve taşınmazın bulunduğu Belediyenin sorumlu olduğu kanun ve içtihatlarla tespit edilmiştir. hata için.
“Ayrıca, binaları inşa eden müteahhitler, yapı kontrol şirketleri/denetimlerini yapan kişiler, şantiye müdürü, binaların yapımına katılan inşaat mühendisleri ve mimarların da Borçlar Kanunu’na göre kanuni haksız fiil sorumluluğu bulunmaktadır”.
Dernek, depremde hayatını kaybeden, yaralanan veya evi hasar gören depremzedelerin kişi ve kurumlardan maddi ve manevi tazminat isteme hakkına sahip olduğunu belirtiyor:
“Yıkılan ve hasar gören yapıların yapım ve denetiminde görev alan herkesin kusuru halinde TCK’nın ilgili maddelerine göre cezai sorumluluk taşırlar.”
1999 depreminin kaderi tekrarlanabilir mi?
Türkiye tarihinin en ölümcül depremlerinden biri olan 17 Ağustos 1999 depreminde 18.000’den fazla insan öldü ve 100.000’den fazla bina yıkılmış veya ciddi şekilde hasar gördü.
Depremin ardından 170 kamu görevlisi hakkında kurallara uymama suçlamasıyla dava açıldı. Bu kişilerden bazıları görevden uzaklaştırılırken, bazı davalar zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür.
Ayrıca, yıkılan veya hasar gören binalar için müteahhitlere 2.100 dava açıldı. Ancak bu davalarda verilen cezalar zamanaşımı nedeniyle ertelenmiş veya iptal edilmiştir.
Uzmanlara göre, bu davaların sonuçsuz kalmasında “delil eksikliği” önemli bir faktördü.
Hatay İskenderun’da hayır işlerine katılan Avukat Doğan Erkan, türk bbciçin yapılan açıklamada. Bu kez, bunun olmaması için kanıtların korunması gerekiyor.”
Ancak uzmanlar, 1999 depreminden daha yıkıcı etkileri olan Kahramanmaraş depreminden sonra tablonun farklı olup olmayacağından emin olmadıklarını söylüyor.
TTB yönetim kurulu üyesi Bayram, “Binlerce kişi hakkında objektif bir soruşturma açılıp açılmayacağından veya hak ettikleri cezanın bulunup bulunmayacağından emin değiliz” dedi. Diyor.
“Deprem mağdurları barınma, temiz suya erişim, güvenlik gibi temel insan haklarından mahrum bırakılıyor”
Kaynak, Getty Resimleri
Altıparmak hukuk firmasının avukatı Özlem Altıparmak, BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, depremzedelerin “barınma, temiz suya erişim, güvenlik” gibi temel insan haklarından mahrum bırakıldığını söylüyor:
“Kadınların hijyenik ped gibi temel ihtiyaçlarını ifade eden sorunlar, toplumsal cinsiyet bağlamında haklara erişimde sorunlar olduğunu gösteriyor.
“Vatandaşlar adalet aramak için en yüksek önceliğe sahiptir.”
Altıparmak, afetleri hasar veya müdahale perspektifinden ele almak yerine “yetkilendirmeler ve risk azaltma”nın ön planda olması gerektiğini savunuyor:
“Hiçbir ülke bu yaklaşımla afet yıkımının üstesinden gelemez. Riskleri azaltmamız ve kurumları güçlendirmemiz gerekiyor.
“99 depreminden sonra çok farklı kanunlar çıktı, mevzuat parçalandı, afetlere bütüncül bir yaklaşım görmüyoruz. Bu da adalete ve hukuki bilgiye erişimi riske atıyor”.
Avukat Özlem Altıparmak, Türkiye’nin son dönemde bu çerçeve doğrultusunda afet risk azaltma planları ve stratejileri geliştirdiğini, ancak Kahramanmaraş depremlerinin “bunların hayata geçirilmediğini gösterdiğini” söylüyor:
“Yalnızca deprem kaynaklı değil, iklim değişikliği kaynaklı sel, yangın gibi risklere de çok açığız.
Afet riskini azaltırken kadınlar ve göçmenler gibi savunmasız grupları güçlendirebilmeliyiz” dedi.
Depremzedelerin diğer hakları nelerdir?
Özgürlük Hukukçuları Derneği, depremde hayatını kaybedenlerin kimliklerinin, hak kayıplarının yaşanmaması için yakınları, savcılar veya köylerde mülki amirlerin atadığı görevliler tarafından kaydedilmesi gerektiğini söylüyor.
Ancak Doğal Afet Sigortası Kurumu (DASK) tarafından sigortalanan yapıların hasar görmesi veya tamamen yıkılması durumunda DASK’a Hello DASK 125, e-devlet veya dask.gov.tr üzerinden başvuru yapılması gerekiyor.
DASK, Kahramanmaraş depremi sonrası başvuru süresini kaldırdığını duyurdu.
İsteğe bağlı konut sigortası ile ilgili olarak, poliçenin düzenlendiği sigorta şirketine en kısa sürede yazılı veya telefon ile bildirimde bulunulması gerekmektedir.
DASK Sigortası olmayanların uğradıkları tüm zararlardan dolayı kusurlu sorumluluk kapsamında dava açabileceklerini belirten Dernek, şunları ekliyor:
“DASK ve Konut Sigortası sadece maddi zararları tazmin eder. Manevi zararlardan ise kusurlu kurum ve kişiler sorumludur.”
Olağanüstü hal ilan edilen 10 ilde 6 Nisan’dan itibaren yasal işlem ve yasal işlem süresi başlayacak.
Yoruma kapalı.