Özge Özdemir / BBC Türkçe
Kaynak, Getty Resimleri
Deprem sigortası, afet bölgesinde evleri yıkılan veya hasar gören depremzedelerin maddi kayıplarının bir kısmının karşılanması açısından önemlidir.
Doğal Afet Sigortaları Enstitüsü’nden (DASK) yapılan basın açıklamasında, depremin ilk gününden itibaren kurum eksperlerinin hasar tespit çalışmalarına başladığı ve 24 saat içinde ilk ödemelerin yapıldığı öğrenildi.
DASK’ın görevlendirdiği sigorta eksperleri, depreme karşı zorunlu sigortası olan evlere giderek hasar tespitini yapıyor.
Depremin neden olduğu yangın, infilak ve heyelan nedeniyle oluşan hasarlar da DASK kapsamındadır.
Binaların ortak kullanım alanları da sigorta kapsamındadır.
Zorunlu deprem sigortası tazminatı hesaplanırken binanın hasar yeri ve tarihinde yeniden inşa edilmesinin maliyeti dikkate alınır.
Bunun için her yıl belirlenen metrekare birim maliyeti ve evin metrekaresine göre belirlenen miktar hesaplanır.
2023 yılı için belirlenen metrekare birim maliyeti 3.016 TL’dir.
DASK, sigorta tazminatı belirlenirken binanın arsa değerini dikkate almamaktadır.
Ödenecek tazminat asla poliçede tanımlanan sigorta bedelinden yüksek olamaz.
Ev tamamen yıkılırsa, poliçede yazan tazminat tutarının tamamı ödenir.
Aynı zamanda sigorta tazminatı için DASK tarafından belirlenmiş bir azami tutar bulunmaktadır.
Sonuç olarak 25 Kasım 2022 tarihi itibariyle DASK tarafından verilen azami tazminat tutarı 640 bin TL’dir.
Bu meblağ, bir evin tamamen yıkılması durumunda ödenecek en yüksek meblağdır.
Hasarlı binalar için tazminat tutarları, DASK tarafından görevlendirilen sigorta eksperinin değerlendirmesini takiben belirlenir.
Bu piyasa koşullarında denkleştirmeler yeterli olacak mı?
DASK’tan ödenecek tazminat miktarı, yıkılan binanın yeniden inşa edilmesi maliyetini hesaba katsa da, son dönemde emlak fiyatlarında yaşanan rekor artış, bu tutarların depremzedeler için ne kadar yeterli olacağı sorusunu gündeme getiriyor.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Sami Aksoy, DASK’ın önerdiği sistemin özellikle pandemi sonrası bu tür afetler için daha da yetersiz kaldığını söylüyor:
“Pandeminin yarattığı enflasyonla artan çelik piyasası, inşaat maliyetleri, metrekare maliyetleri; Buna bağlı olarak gayrimenkul ve kiralama maliyetleri de arttı. Yani depremzede bu kadar DASK ile o binayı yeniden yapabilecek mi?”
Dolayısıyla Aksoy’a göre zorunlu deprem sigortası ancak kısmi tazminat sağlayabiliyor.
“Güçlendirme maliyetinde bir tutarsızlık olabilir”
Bina tamamen yıkılmadıysa DASK gelip hasar tespiti yapsın.
Bir yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı uzmanları da deprem bölgesini gezerek ayakta kalan binaları sağlam, hafif hasarlı, orta hasarlı ve ağır hasarlı olarak sınıflandırdı.
İsteyenlerin sağlam ve hafif hasarlı binalara dönebileceğini, orta hasarlı binalarda ise daire sahiplerinin yeniden yerleşmeden önce kendilerini güçlendirmeleri gerektiğini unutmamak gerekiyor.
Ağır hasarlı binaların yıkılması ve yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
Doç. Dr. Aksoy’a göre, bakanlık ve DASK’ın bilirkişi değerlendirmelerinde farklılıklar olabileceği gibi, belirlenen hasar tutanağına daire sahipleri itiraz edebilecek.
“DASK’ın atadığı uzmanlar gelip binanın ortalama ne kadara mal olacağını hesaplayacaklar. “O fiyatta anlaşmazlık çıkma ihtimali çok yüksek” diyen Aksoy’a göre, bu durumlarda sigorta ödemeleri gecikebilir.
“Bina ulaşım sistemindeki hasar nedeniyle yıkılırsa şikayetler olabilir”
Aksoy’un uyardığı bir diğer konu da sigorta sözleşmelerindeki genel şartlar.
Binanın kolonunun kesildiğini tespit etmesi gibi durumlarda DASK’ın ödeme yapmayabileceğine dikkat çeken Aksoy, şikayetlerin olabileceğine dikkat çekiyor:
“Depremde taşıyıcı sistemi zarar görmüş bir bina yıkılırsa DASK ödeme yapmayabilir.
“DASK beyanname ile yapılır, sigorta yapılmadan bina denetlenmez. Sigorta şirketlerinin vatandaşları bu konuda uyarması ve çok iyi bilgilendirmesi gerekiyor.
DASK, sigorta kapsamına girmeyen binaları şu şekilde sınıflandırıyor:
- Taşıyıcı sistemi olumsuz etkileyecek şekilde değiştirildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binalar.
- Referans mevzuata ve projesine aykırı olarak taşıyıcı sistemi tehlikeye atacak şekilde inşa edilen binalar.
- Yetkili kamu kuruluşları tarafından yıkımına karar verilen binalar ile konut amaçlı kullanılmayan, bakımsız, harap veya terkedilmiş binalar.
“Manevi tazminat davası açabilirsiniz”
Türk Reasürans ve DASK Genel Müdürü Selva Eren, 10 Şubat itibarıyla biriken deprem fonunun 23 milyar TL olduğunu ve bu tutara teknik sigorta kapsamında eklenen reasürans koruması ile DASK’ın toplam ödeme kapasitesinin 117 milyar TL olduğunu söyledi.
DASK’ın 2021 Faaliyet Raporu’na göre deprem bölgesindeki binaların yaklaşık yarısından fazlası sigortasız.
DASK’ı olmayan depremzedeler sigorta tazminatı alamazlar; Sadece devlet sübvansiyonları için uygundurlar.
BBC Türkçe’ye açıklama yapan Özgürlük Hukukçuları Derneği, DASK sigortası olmayanların uğradıkları her türlü zarar için haksız fiil sorumluluğu kapsamında dava açabileceklerini söyledi:
“DASK ve konut sigortası sadece maddi zararları tazmin ediyor. Manevi zararlardan ise kusurlu kurum ve kişiler sorumlu tutuluyor.”
Yoruma kapalı.